Ne Güzel Şey Korkmamak!!!

müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=x8N7mFboGnc

  Durmadan korkuyu besleyen bir toplumda yaşayıp duruyoruz. Korkuyla yatıp, korkuyla kalkıyor, çocuklarımıza ilk olarak korkuyu öğretiyoruz.
   Oysa hayatının merkezine korkuyu koyan biri, gelişime açık olabilir? Onu geliştirecek ve konfor alanının dışına çıkaracak, onu o yapacak deneyimlere açabilir mi kendisini ya da ruhunu? Benliğinin isteklerine cevap verip varoluş amaçlarını gerçek kılabilir mi?
   İlkel korkular, refleksler dolayısıyla beyin sapı insanı ayakta tutar, evet. Ama ona kanatlarını verebilir mi?
   Einstein hayal etmekten korksaydı, düşüncelerini ve fikirlerini ortaya koymasaydı, bugün evrenin genişlediğini bilebilir miydik?
   Picasso kendi bakış açısıyla o resimleri çizmekten korksaydı Kubizm nasıl ortaya çıkacaktı?
   Ya da en güncel örneklerden biri Elon Musk korkularıyla hareket etseydi bugün yapabildiği şeyleri yapabilir miydi?
    Korkmayın. Korkular kanatları kırpar çünkü.
    Bu satırları yazan ben başarısızlığı da hayal kırıklığını da çok iyi biliyorum. Ve emin olun ki denememek bütün başarısızlıklardan daha korkunç.
   Deneyin.
   Aşıksanız birine sonuna kadar peşinden koşun. Bambaşka şeyler keşfedeceksiniz o duygunun içinde çünkü.
   İnanıyorsanız bir şeyleri değiştirebileceğinize, o değişim yolunda taşlar döşemeye başlayın. Taşlar bir yola çıkmasa bile içinizde yeni bir yol açacak çünkü.
   Gitmek istiyorsanız yeni yerlere, bulun buluşturun gidin. Kendi ruh katmanınızda yeni bir yere açılmış olacaksınız çünkü gittiğiniz o yer sayesinde.
   Ayrıca yenildiğiniz tek şey zaman. Bunu asla unutmayın. Korkular da sadece zaman kaybettirir size. Kaybettiğiniz zaman da adım adım kendinizi.
   Bu yazıyı hala daha okumaya devam ediyorsanız, durun derin bir nefes alın ve en büyük korkunuzu düşünün. Sonra da en büyük hayalinizi. Hayatınız o ikisinin toplamından ibaret. Hangisinin ağır basacağına karar verecek olan da sizsiniz. İyi düşünün.
   Neşe ile kalın.