Kayıtlar

Haziran, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

The Bittersweet Truth is Better Than Sweet Lies

Resim
Müzik önerisi:  https://www.youtube.com/watch?v=7g9QZsp6r4I   Bu yazının başlığını en acı doğrular, en tatlı yalanlardan iyidir koymak istedim.    Kendimi en acı doğruların kökenine inmek için neden bu kadar çok zorladığımı ben de bilmiyorum. Neden bu kadar üzerine gittiğimin bazı algıların, neden antitezleri deneyimlemekle kafayı bozduğumu.    Sanırım açılan katmanlar için. İnsanı daha iyi anlama kavgam için.     Merak ediyorum ve nasıl mümkün olabilir? Bu kadar derinleşebilen de bir varlık olan insan, hormonları ve duyguları işin içine girince nasıl yüzeye bu kadar çıkabilir?     Belki de insanın kendisine dair çok yabancısı olduğu şeyler var. Saklandığı kendisinin bile sürekli olarak kaçtığı yanlar bunlar. Bastırdıkça kendisine yabancılaştıran, en sonunda duygu devinimleri içinde varlığı tırmalayan.     Gerçeği kendisine itiraf etmekten kaçarsa insan peki günün sonunda bu durumun çelişkisini nası...

İnsan Halleri

Resim
müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=r_9WNifGn4g&list=RDb_YHE4Sx-08&index=5    22 yıldır ilk kez içim bu kadar aydınlık, ilk kez bir şeyler bu kadar berrak... Anlıyorum çünkü. İlk kez bütün kalbimle anlıyorum. İnsan hallerini, kendi hallerimi, hayatın hallerini.    Hiçbirimiz bir diğerinden eksik ya da bir diğerinden daha fazla değil.    Hiçbirimiz bir diğerinden parlak ya da bir diğerinden sönük değil.    Birbirimize ya da kendimize üstünlüğümüzü gösterme meselesi değil yaşam, bir bütünün olma sanatı aslında, kendini sevebilme gücünü gösterme meziyeti. Bunu anlasak bir. Bunu içselleştirebilsek keşke. Her açıda hem, her olguda, her katmanda...    Aşkta.    Arkadaşlıklarda.    Okullarda.    İş yerlerinde.    Akademide.    İlişkilerimizin her boyutunda.    Ama kendini sevebilme gücünü göstermek kolay mı böylesine sert bir düzenin içinde? Belki de asıl...

Umut Uyanık İnsanların Rüyasıdır

Resim
müzik önerisi:  https://www.youtube.com/watch?v=t8vVkAu7DRo    ' Umut, uyanık insanların rüyasıdır.' demiş Aristoteles.    'Umut etmek.' Aslında hayatlarımızda sıklıkla kullandığımız bir kavram. Sıklıkla dilimizden düşürmediğimiz ama eylemlerimizle pekiştirmekte zorlandığımız.   En karanlık yanlarıyla yüzleşmeye başlayınca insan, umut etmesi gerektiğini anlıyor. Öyle, böyle ya da şöyle küçük şeylerin birikintisi aslında yaşam. Göze en büyük gelen şeyler de, aşılmaz denilen engeller de, yapılamaz denilen şeyler de... Herbiri küçük şeylerin birikmesi sonucunda oluşuyor. Bence 'umut etmek' bütün bu yolculukta insanın daha çok motive olabilmesini, kendine daha sıkı iplerle sarılabilmesini sağlıyor.    Bir de hakikaten içselleştirerek insanın umut edebilmesi için kendi iç dünyasında, kendini yaşamaya layık görmesi gerekiyor. Ama bir insan kendisinin yaşamaya layık olduğuna nasıl ikna olabilir? Hemen akla bu zihin yakıcı soru geliyor.   ...

Ne Güzel Şey Korkmamak!!!

Resim
müzik önerisi:  https://www.youtube.com/watch?v=x8N7mFboGnc   Durmadan korkuyu besleyen bir toplumda yaşayıp duruyoruz. Korkuyla yatıp, korkuyla kalkıyor, çocuklarımıza ilk olarak korkuyu öğretiyoruz.    Oysa hayatının merkezine korkuyu koyan biri, gelişime açık olabilir? Onu geliştirecek ve konfor alanının dışına çıkaracak, onu o yapacak deneyimlere açabilir mi kendisini ya da ruhunu? Benliğinin isteklerine cevap verip varoluş amaçlarını gerçek kılabilir mi?    İlkel korkular, refleksler dolayısıyla beyin sapı insanı ayakta tutar, evet. Ama ona kanatlarını verebilir mi?    Einstein hayal etmekten korksaydı, düşüncelerini ve fikirlerini ortaya koymasaydı, bugün evrenin genişlediğini bilebilir miydik?    Picasso kendi bakış açısıyla o resimleri çizmekten korksaydı Kubizm nasıl ortaya çıkacaktı?    Ya da en güncel örneklerden biri Elon Musk korkularıyla hareket etseydi bugün yapabildiği şeyleri yapabilir miydi?   ...