İnsan Halleri
müzik önerisi:https://www.youtube.com/watch?v=r_9WNifGn4g&list=RDb_YHE4Sx-08&index=5
22 yıldır ilk kez içim bu kadar aydınlık, ilk kez bir şeyler bu kadar berrak... Anlıyorum çünkü. İlk kez bütün kalbimle anlıyorum. İnsan hallerini, kendi hallerimi, hayatın hallerini.
Hiçbirimiz bir diğerinden eksik ya da bir diğerinden daha fazla değil.
Hiçbirimiz bir diğerinden parlak ya da bir diğerinden sönük değil.
Birbirimize ya da kendimize üstünlüğümüzü gösterme meselesi değil yaşam, bir bütünün olma sanatı aslında, kendini sevebilme gücünü gösterme meziyeti. Bunu anlasak bir. Bunu içselleştirebilsek keşke. Her açıda hem, her olguda, her katmanda...
Aşkta.
Arkadaşlıklarda.
Okullarda.
İş yerlerinde.
Akademide.
İlişkilerimizin her boyutunda.
Ama kendini sevebilme gücünü göstermek kolay mı böylesine sert bir düzenin içinde? Belki de asıl sorulması gereken sorulardan biri budur.
Ayrıca kendini sevmeyen bir insanın da başkalarını sevebileceğini, hayatının dengesini tutturabileceğine inanmıyorum. Kendi varlığını anlamlı bulmayan bir insanın başka birinin varlığını anlamlı bulabileceğine inanmıyorum. Ve biz eğer kendimizi sevmezsek, birbirimizi ve varoluşumuzu anlamlı bulmak yerine, sürekli olarak savaşırız. Parayla, lafla, başarıyla, çocuklarımızla, aşkla...
Kendimizi anlamlı bulmuyorsak, durumları da anlamak yerine sürekli olarak yargılarız. Yargıladıkça da boşalır anlamlar. Boşaldıkça da anlamlar sevgi tükenir.
Durmak lazım. Bir durmak lazım.
İnsan kendini sevmediği sürece, kendi anlamına varmadığı sürece her şey boş.
Çünkü bu dünya hiçbirimize kalmayacak günün sonunda. Ama geride bıraktığımız şey kendi anlamımıza vararak ortaya çıkardığımız etkiler olacak.Ve bu etkiler ne kurumlara bağlı, ne diplomalara, ne kişilere, ne de paraya. Sadece kalbimize, sadece ruhumuza, sadece inandıklarımıza bağlı.
Zaten ölüm döşeğinde ya da yaşı epey geçmiş kime sorsak bunu, bu yazının özüne yakın şeyler söyleme ihtimalleri yüksek.
Ayrıca hata yapmaktan da korkmayalım. Başkalarının hatalarımızı konuşmasından da.
22 yıldır bu gezegendeyim ve ne kadar hata yaptıysam, her birinde bana açılan anlamlar sayesinde bugün kendi varlığımın ve diğer varlıkların değerini daha net anlıyorum. Daha çok sevgi doluyum.
Neyse benden söylemesi, sizden düşünmesi.
Neşe ile kalın.
22 yıldır ilk kez içim bu kadar aydınlık, ilk kez bir şeyler bu kadar berrak... Anlıyorum çünkü. İlk kez bütün kalbimle anlıyorum. İnsan hallerini, kendi hallerimi, hayatın hallerini.
Hiçbirimiz bir diğerinden eksik ya da bir diğerinden daha fazla değil.
Hiçbirimiz bir diğerinden parlak ya da bir diğerinden sönük değil.
Birbirimize ya da kendimize üstünlüğümüzü gösterme meselesi değil yaşam, bir bütünün olma sanatı aslında, kendini sevebilme gücünü gösterme meziyeti. Bunu anlasak bir. Bunu içselleştirebilsek keşke. Her açıda hem, her olguda, her katmanda...
Aşkta.
Arkadaşlıklarda.
Okullarda.
İş yerlerinde.
Akademide.
İlişkilerimizin her boyutunda.
Ama kendini sevebilme gücünü göstermek kolay mı böylesine sert bir düzenin içinde? Belki de asıl sorulması gereken sorulardan biri budur.
Ayrıca kendini sevmeyen bir insanın da başkalarını sevebileceğini, hayatının dengesini tutturabileceğine inanmıyorum. Kendi varlığını anlamlı bulmayan bir insanın başka birinin varlığını anlamlı bulabileceğine inanmıyorum. Ve biz eğer kendimizi sevmezsek, birbirimizi ve varoluşumuzu anlamlı bulmak yerine, sürekli olarak savaşırız. Parayla, lafla, başarıyla, çocuklarımızla, aşkla...
Kendimizi anlamlı bulmuyorsak, durumları da anlamak yerine sürekli olarak yargılarız. Yargıladıkça da boşalır anlamlar. Boşaldıkça da anlamlar sevgi tükenir.
Durmak lazım. Bir durmak lazım.
İnsan kendini sevmediği sürece, kendi anlamına varmadığı sürece her şey boş.
Çünkü bu dünya hiçbirimize kalmayacak günün sonunda. Ama geride bıraktığımız şey kendi anlamımıza vararak ortaya çıkardığımız etkiler olacak.Ve bu etkiler ne kurumlara bağlı, ne diplomalara, ne kişilere, ne de paraya. Sadece kalbimize, sadece ruhumuza, sadece inandıklarımıza bağlı.
Zaten ölüm döşeğinde ya da yaşı epey geçmiş kime sorsak bunu, bu yazının özüne yakın şeyler söyleme ihtimalleri yüksek.
Ayrıca hata yapmaktan da korkmayalım. Başkalarının hatalarımızı konuşmasından da.
22 yıldır bu gezegendeyim ve ne kadar hata yaptıysam, her birinde bana açılan anlamlar sayesinde bugün kendi varlığımın ve diğer varlıkların değerini daha net anlıyorum. Daha çok sevgi doluyum.
Neyse benden söylemesi, sizden düşünmesi.
Neşe ile kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder