Dilarce

müzik önerisi:    https://www.youtube.com/watch?v=fy2ZF2ks-9E                 Birkaç aydır sonbaharın deli temposu beni de esir aldı.             Bir baktım ki 2020'ye neredeyse bir ay kalmış.              Düşünceler sardı hemen ve ne istediğimi düşündüm yeni yıldan.             Çok fazla değişken ve bu değişkenlerin sonuçları var hayatın içinde.              Her değişkene karşı aldığımız tutum, bizim kim olduğumuzu belirliyor.             Ve tüm bu değişkenler yumağında, adım adım kendimize dönüşüyoruz.             2020'den en büyük dileğim huzur, sağlık, çokça sevgi ve üretimle ilhamı yaymaya devam etmek.               2020, kendi deyimimle fotosentez yapmaya devam ettiğim bir yıl olsun is...

müzik önerisi:(tabii ki de filmin jeneriği)  https://www.youtube.com/watch?v=kQcWAG81DzY   İlham aldığım ve beni iyi hissettiren filmleri ve kitapları paylaşmayı ne kadar çok sevdiğimi bilirsiniz.  'As Good As It Gets' de kesinlikle bunlardan birisi.   Filmin baş karakteri Melvin (Jack Nicholson) OKB'den muzdarip biri. Aşırı uçlara kayan takıntıları var. Evine girdikten sonra kapısını defalarca açıp kapatıyor, ellerini kaynar suyla paketlerce sabunla yıkıyor...Yeme rutinlerinde sıkıntıları var. Bunun yanı sıra işinde çok başarılı olan bir yazar da.    Film boyunca Melvin karakterinin  hayatın akışı içinde karşısına çıkan küçük olaylar sayesinde kendi içinde zaten çokça var olan 'sevgi'nin uyanışını ve dönüşümünü izliyoruz.    Filmdeki diyaloglar, ironik yanlar , 'aşk', 'sevgi' kavramları öylesine doğallıkla işlenmiş ki, gerçekten Melvin ve diğer karakterler ile tanışmış gibi oluyorsunuz.    Çok fazla spoiler vermek de istemiyo...

müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=bZ_BoOlAXyk 'Okuduğumuz kitap bir yumruk gibi bizi uyarmıyorsa ne işe yarar?' demiş Franz Kafka. Kitaplar bilgi edinmek konusunda mükemmel birer kaynak olduğuna ve bilgi bu gezegendeki en güzel uyarıcı olduğuna göre, ' sonuna kadar katılıyorum sana Kafka!' diye haykırmak istiyorum.  Elif Şafak'ın son kitabı bana bir yumruk attı mı? Kesinlikle.  Bir hayat kadınının ölümünden sonraki on dakika otuz sekiz saniyeyi 380 sayfada anlatıyor Elif Şafak. Onun hayatının derinliklerinde geziniyoruz. Dostlarıyla tanışıyoruz. İstanbul'un karanlık ve yutucu yanlarından geçiyoruz. On dakika otuz sekiz saniye, son dönem araştırmalarına göre bir insanın ölme anından sonra beyin ölümünün gerçekleştiği süre.    Kitabı okurken bana geçen hisler çokça gerçeklere ve hüzne dairdi. Hayatın çok acı ve adaletsiz yönleri var. İnsanlık öldüğünde ve cehalet doğduğunda insan hayvanlaşmaya başlıyor. En kötüsü farkına bile varamıyor. Ceh...

müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=6tJY73PaGqE    Güzel ve anlamlı bir şeyler gördüğümü hissedince içimde heyecan kıvılcımları çakıyor. Öyle güçlüler ki bazen, dört bir yana saçılsın istiyorum. Her yanı sarsın.    National Geographic Türkiye'nin Kasım sayısı da üzerimde aynı etkiyi yaptı. Bu ayın ana konu başlığını   'Türkiye'de Kadın 200 Yıllık Mücadelenin Öyküsü' olarak belirlemişler. O kadar güzel noktalara değinmişler ki, bazı kısımları sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.      Mesela altta fotoğrafını gördüğünüz 30.sayfada,  Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması'nın verilerine değinilmiş.  Bu verileri gerçekten içinde bulunduğumuz tabloyu gözler önüne seriyor.     Genel olarak sayıyı altı soru üzerine dizayn etmişler ve toplumda çok güzel etkiler oluşturan kadınların bu sorulara verdikleri cevaplarla hikayelerini anlatmışlar. Belki de bu sorular hepimizin kendisine de ...

müzik önerisi:  https://www.youtube.com/watch?v=hN_q-_nGv4U   Zihinde çatlaklara yol açan sorular bulmayı ve daha sonra da onları sağlam cevaplarla doldurmayı çok seviyorum.    Mesela insana mutluluğunu tanımlayabilmek için sonsuz güç verseler, kendine uygun mutluluğu tanımlayabilir mi? Yoksa yanılır mı?   Ya da insanın var edilme amaçlarından biri; kötü enerjileri ya da kötü deneyimleri, iyi birer derse ya da bir anlayışa çevirebilmek olabilir mi?    Ve yahut insan, sadece değirmenin kolunu çeviren, sistemin çarklıları dönsün diye çabalayan ve karşılığında varlığını, hayat enerjisini, ışığını verip para alan bir varlığa indirgenebilir mi?  Benim cevabımı biliyorsunuz, sizin cevabınız da benim gibi 'indirgenemez' ise neden kendimize bunu yapıyoruz?    Haykırarak sormak istiyorum bunu, çünkü o kadar güzel bir şekilde geliyoruz ki dünyaya.     Yolun en başında bambaşkayız.    Pırıl pırıl gözlerle, h...