Neden Gülümseme Olmayı Denemiyoruz?


   Ramazan hep ama hep beni en çok düşündüren aylardan biri olmuştur. Orucun üzerimde yaptığı etki, enerji düşüşü, susuzluğun getirdiği sarsıcı etki... Her defasında beni düşünmeye, birçok şeyin değerini yeniden hatırlamaya iter.
   Bayrama günler kala bu yazıyı yazmak istedim.
   Belki küçük de olsa bir farkındalığa yol açar diye.
   Çünkü milyar dolarlık şirketler markalarının değeri düşmesin diye tonlarca kıyafet yakarken, insanlar ne oldum delisi olup saçma yerlere parayı har vurup harman savururken, kalan yemekler fütursuzca çöplere boşaltılıp dururken, etraf video karşısında saygısız söylemlerle makyaj videoları çeken ve o kullandığı makyaj malzemesinin içeriğinde Mika elementi yüzünden dünyanın bir diğer köşesinde küçük çocukların ölüm pahasına açlık korkusuyla çalıştırıldığından habersizlerle dolmuşken uyanmanın vakti çoktan geldi diye düşünüyorum.
    Biz 17 saat açlığa ve susuzluğa dayanamazken, dünyada her gün bu koşullar altında yaşamak zorunda olan milyarlarca insan var. Sefalet, yoksulluk, açlık içinde. Kendi varlığına dair herhangi bir şey düşünemeyecek kadar zor durumda olan. Savaşlar içinde yaşayan...
    Durmak lazım. Bir durmak lazım ve düşünmek.
    Gerçekten neye ihtiyacımız var en çok? O marka gözlükler ve saatlere mi? O yüzüncü parça gereksiz makyaj malzemesine mi? Ya da aynı model beşinci pantolona mı? Ya da ayağı deforme eden kullanışsız moda diye alınan ayakkabılara mı?
     Neden bu defa bir çocuğun yüzündeki gülümseme olmayı denemiyoruz?
     Makam, mevki, şöhretin ötesinde neden yaptığımız çalışmalardan birini bizden daha zor durumda yaşayan insanlara adamayı düşünmüyoruz?
     Neden cana sahip çıkmak yok önceliklerimiz arasında?
     Ölüp gideceksek bu dünyadan, ardımızda bıraktığımız iyi eylemler dışında, varoluşa ve birbirimize sahip çıktığımız kadar varız bence. Toprağa karışacaksa bu beden, her an aslında yenildiğimiz şey zamansa, ne yüzümüzü ne kadar çok boyadığımız önemli, ne moda diye giydiğimiz kıyafetler, ne de unvanlar.
     Öyle ki benim gözümde bu ülkede işini hakkıyla yapan temizlik görevlileri ve çöp toplayan belediye hizmetlileri daha değerli birçok profesörden, birçok iş adamından, birçok yöneticiden. Çünkü çevreyi temizliyorlar, görevleri daha iyi bir çevrede yaşamamız için katkı sağlamak. Oysa diğer sıraladığım kişiler en büyük görevlerinin diğer insanları ezmek ve onlara patronluk sağlamak olduğunu düşünme yanılgısına düşebiliyorlar. Oldukları konumlardan yol açabilecekleri olağanüstü farkındalıklar ve farklılıklar varken dar bir kuyuda yaşamayı tercih ediyorlar.
     Oysa değişebilir bazı şeyler.
     Hep beraber değiştirebiliriz.
     Bunu okuyan herkesten tek bir ricam var. Hangi deneyimden, hangi hayattan geliyor olursanız olun, bugün bir cana sahip çıkabilirsiniz. Daha önce hiç yapmadığınız bir şekilde...Bir küçük gülümseme bile, bir 'nasılsın' sorusu bile birçok şeyi değiştirebilir hayatlarda.
     Neşe ile kalın.


     
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dualite: İçimdeki Orman

Cesur Yürek

Mavi ve Anka Kuşu