Anılar Biriktirmek
müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=2DLnhdnSUVs
'Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama. ' demiş Amin Maalouf.
Kulağıma küpe edindiğim bu sözün doğruluğunu son günlerde anlıyorum.
Gezdikçe ve yeni yerleri gördükçe, farklı insanlarla tanıştıkça, kendimde de görmediğim yeni bir katman açılıyor adeta. İlham tohumları titreşiyor içimde. Dünyanın her yerinde bazı şeyler aynı ama bir o kadar da farklı. Böyle düşününce insan, en çok da eğer bütünüyle dünyaya bakabilmiş olsa fark edebileceklerinin gücünü anlıyor. Bakış açısının ne kadar çok genişleyebileceğini, bambaşka bir insan olabileceğini... Çünkü bu kadar çok benzerliğin içine doğan farkındalıklar aslında hayatın ana kaynağı. Hepimizin yemesi içmesi uyuması gerekiyor. Ama bunları farklı farklı şekillerde yapıyoruz. Bu farklılar bizi kendimize yakınlaştırıyor ya da uzaklaştırıyor. Kendimize en çok uyanı mı buluyoruz yoksa içine doğduğumuz yer mi bizi belirliyor? Bu soru geliyor aklıma hemen.
Ve insanın etkilere ne kadar açık olduğunu anlıyorum bir kez daha. Sonra düşünüyorum. Toplumların, ırkların ve bütün bu düzenin olmadığı bir dünyada, insan kendi yolunu daha çabuk bulabilir miydi acaba? Ya da daha sade bir dünyada? Belki evet, belki hayır. Ama birbirini bu kadar çok etkileyen başka bir canlı türü yok dünyada. Ve maalesef ki birbirimizde doğurduğumuz etkiler çoğunlukla negatif. Duygularımız zehirlenmeye çokça müsait. Eylemlerimiz de duygularımızdan pek bağımsız değil.
Konunun başına dönecek olursak, gezmenin bende oluşturduğu etkiyi çok seviyorum.
Ve bence insanlar birbirlerinde, benim gezerken hissettiğim bu etkiyi bulabildiklerinde, gerçek medeniyeti kurmuş olacaklar.
Etkileri geniş bir zamanda yazacağım.
Neşe ile kalın.
'Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama. ' demiş Amin Maalouf.
Kulağıma küpe edindiğim bu sözün doğruluğunu son günlerde anlıyorum.
Gezdikçe ve yeni yerleri gördükçe, farklı insanlarla tanıştıkça, kendimde de görmediğim yeni bir katman açılıyor adeta. İlham tohumları titreşiyor içimde. Dünyanın her yerinde bazı şeyler aynı ama bir o kadar da farklı. Böyle düşününce insan, en çok da eğer bütünüyle dünyaya bakabilmiş olsa fark edebileceklerinin gücünü anlıyor. Bakış açısının ne kadar çok genişleyebileceğini, bambaşka bir insan olabileceğini... Çünkü bu kadar çok benzerliğin içine doğan farkındalıklar aslında hayatın ana kaynağı. Hepimizin yemesi içmesi uyuması gerekiyor. Ama bunları farklı farklı şekillerde yapıyoruz. Bu farklılar bizi kendimize yakınlaştırıyor ya da uzaklaştırıyor. Kendimize en çok uyanı mı buluyoruz yoksa içine doğduğumuz yer mi bizi belirliyor? Bu soru geliyor aklıma hemen.
Ve insanın etkilere ne kadar açık olduğunu anlıyorum bir kez daha. Sonra düşünüyorum. Toplumların, ırkların ve bütün bu düzenin olmadığı bir dünyada, insan kendi yolunu daha çabuk bulabilir miydi acaba? Ya da daha sade bir dünyada? Belki evet, belki hayır. Ama birbirini bu kadar çok etkileyen başka bir canlı türü yok dünyada. Ve maalesef ki birbirimizde doğurduğumuz etkiler çoğunlukla negatif. Duygularımız zehirlenmeye çokça müsait. Eylemlerimiz de duygularımızdan pek bağımsız değil.
Konunun başına dönecek olursak, gezmenin bende oluşturduğu etkiyi çok seviyorum.
Ve bence insanlar birbirlerinde, benim gezerken hissettiğim bu etkiyi bulabildiklerinde, gerçek medeniyeti kurmuş olacaklar.
Etkileri geniş bir zamanda yazacağım.
Neşe ile kalın.
Bosna'da Bir Üniversite
Yorumlar
Yorum Gönder