Bir Çemberin Çevresinin Çapına Oranı: Pi
başlamadan evvel müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=tRk7es3YRB0
Bugün Dünya Pi Sayısı Günü.
Pi sayısı, bir çemberin çevresinin o çemberin çapına oranıdır. Ve bu sayı sonsuza kadar gider. Belki de pi sayısı bize dair bütün sayı kombinasyonlarını da içinde barındırır. Eskiden olsa 'belki' sözcüğünü eklemezdim. Ama Ali Nesin'in bir konuşmasını dinledikten ve bazı okumalar yaptıktan sonra 'belki' demenin en ama en doğrusu olduğunu anlıyorum. (söz ettiğim konuşmanın linki: https://www.youtube.com/watch?v=WAL0HA8TYSI&feature=youtu.be)
Benim için Pi sayısı, hayatın kısa bir özeti. Çünkü düşünsenize, belirleyebildiğinizi varsaydığınız iki şeyin oranı asla tam olarak sonunu belirleyemeyeceğiniz sabit bir sayıyı veriyor. Ve bu hiçbir çemberde değişmiyor. Aslında bu epey keskin felsefi bir soruyu da doğuruyor. Acaba hayatın özünde belirlediğimizi sandığımız şeyler, kendi boyutumuzda ve algımızda tam olarak oturtamadığımız sabitlere mi bağlanmış durumda?
Belki evet. Belki de hayır.
Ama şuna gönülden inanan biriyim: Belirlediğimizi düşündüğümüz şeyler, bir araya geldikçe belirsizlik artıyor. Kontrol gücümüz de azalıyor. Mesela her birimiz aynı temel organlara, aynı 118 tane elementin kombinasyonuna, aynı tip hücrelere sahipken, mekanizma olarak aynı şekilde nefes alıp verirken ve daha sayamayacağım bir sürü şeyi aynı şekilde yaparken aynı zamanda birbirimizden oldukça farklıyız. Belirli özelliklerimiz aynı ama bu 'belirli' şeyler bir araya geldikten sonra gittikçe entropimiz artıyor. O kadar belirsiz hale geliyoruz ki, etrafımızı geçtim, kendimize bile yabancılaşabiliyoruz. Ama sonra bir an geliyor. Bir bakıyoruz ki, aynı sabit olguların zıt uçlarında birbirimizle buluşmuşuz. Öyleyse belki de varlığımızın evrende temsil ettiği şey, bir çemberin çevresinin çapına oranından farksızdır.
Madem bugün Dünya Pi Sayısı günü, kendimize ve varlığımıza bir hediye verelim. Bir çemberin çevresinin çapına oranından farksız varlığımız üzerine düşünelim. Neyi severiz? Entropimiz ne için artsın isteriz? İlhamımız ne? Merkezimizde ne var?
Neşe ile kalın...
Bugün Dünya Pi Sayısı Günü.
Pi sayısı, bir çemberin çevresinin o çemberin çapına oranıdır. Ve bu sayı sonsuza kadar gider. Belki de pi sayısı bize dair bütün sayı kombinasyonlarını da içinde barındırır. Eskiden olsa 'belki' sözcüğünü eklemezdim. Ama Ali Nesin'in bir konuşmasını dinledikten ve bazı okumalar yaptıktan sonra 'belki' demenin en ama en doğrusu olduğunu anlıyorum. (söz ettiğim konuşmanın linki: https://www.youtube.com/watch?v=WAL0HA8TYSI&feature=youtu.be)
Benim için Pi sayısı, hayatın kısa bir özeti. Çünkü düşünsenize, belirleyebildiğinizi varsaydığınız iki şeyin oranı asla tam olarak sonunu belirleyemeyeceğiniz sabit bir sayıyı veriyor. Ve bu hiçbir çemberde değişmiyor. Aslında bu epey keskin felsefi bir soruyu da doğuruyor. Acaba hayatın özünde belirlediğimizi sandığımız şeyler, kendi boyutumuzda ve algımızda tam olarak oturtamadığımız sabitlere mi bağlanmış durumda?
Belki evet. Belki de hayır.
Ama şuna gönülden inanan biriyim: Belirlediğimizi düşündüğümüz şeyler, bir araya geldikçe belirsizlik artıyor. Kontrol gücümüz de azalıyor. Mesela her birimiz aynı temel organlara, aynı 118 tane elementin kombinasyonuna, aynı tip hücrelere sahipken, mekanizma olarak aynı şekilde nefes alıp verirken ve daha sayamayacağım bir sürü şeyi aynı şekilde yaparken aynı zamanda birbirimizden oldukça farklıyız. Belirli özelliklerimiz aynı ama bu 'belirli' şeyler bir araya geldikten sonra gittikçe entropimiz artıyor. O kadar belirsiz hale geliyoruz ki, etrafımızı geçtim, kendimize bile yabancılaşabiliyoruz. Ama sonra bir an geliyor. Bir bakıyoruz ki, aynı sabit olguların zıt uçlarında birbirimizle buluşmuşuz. Öyleyse belki de varlığımızın evrende temsil ettiği şey, bir çemberin çevresinin çapına oranından farksızdır.
Madem bugün Dünya Pi Sayısı günü, kendimize ve varlığımıza bir hediye verelim. Bir çemberin çevresinin çapına oranından farksız varlığımız üzerine düşünelim. Neyi severiz? Entropimiz ne için artsın isteriz? İlhamımız ne? Merkezimizde ne var?
Neşe ile kalın...
Yorumlar
Yorum Gönder