Öldürme, Özgürleştir

  başlamadan evvel yazı için müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=KctjFfAEFhA

   “Bu dünya böyledir işte, kimi adam öldürdüğü için katil diye anılır, kimi adı katile çıktı diye adam öldürür.” demiş Sabahattin Ali Sırça Köşk kitabında. Bu alıntı beni hayatın içindeki döngüler ve paradokslar üzerine düşünmeye itti, bir de ön yargılar... İlla adam öldürmek gibi düşünmemek lazım sözü geçen katilliği. Aşk katilliği var, ilham katilliği var, sevgi katilliği var, bilgi katilliği var... Üstelik bütün bu suçlar kan dökülmeden işlendiği için farkına bile varamıyoruz çoğu zaman. Belki de cahil diye yargıladığımız insan zamanla gerçek bir bilgi katiline dönüşüyor. Ya da bilgi katili, bilgi yağmacısı diye yargıladığımız insanın gelecekte içinde bir ışık doğabilme ihtimalini yok ediyoruz.  Bu noktada, insanlar olarak adeta görünmez iplerle ve etki-tepki mekanizmalarıyla birbirimize bağlı olduğumuz fikrine çokça bağlanmaya başladım. Ve tehlikenin farkına varmalıyız. Herkes bir şekilde eksik geliyor dünyaya. Zamanla keşfediyoruz kendimizi, eksikliklerimizi, hayatın ana teması bu zaten. Ve biz birbirimizi yıkıcı bir şekilde yargılamaya devam ettikçe, belki insanlığımız da yıkılıverecek. Karşımızdakini yıkarken bir anda kendimizi de yıkılırken bulacağız. Kimle karşılaşırsak karşılaşalım, ne yapmış olursa olsun en önce bir durmalı ve anlama çabası içinde olmalıyız. Ve en önce kendimizden başlamalıyız. Aşksa konu en hassas terazilerle analiz etmeli, bilgiyse sonuna kadar araştırmalı, sevgiyse mümkün mertebe korumalı, ilhamsa çoğaltacak yollar aramalı ve söz konusu olan şey insan canıysa, canın ne demek olduğunu ve özünde hangi varlığa ait olduğunu hatırlamalı ve hali hazırda biliyorsak da her ihtimale karşı kendimize hatırlatmalıyız. Çünkü yazının başındaki sözde de olduğu gibi: Bu dünya böyledir işte, kimi adam öldürdüğü için katil diye anılır, kimi adı katile çıktı diye adam öldürür.”  Biz ikisini de yapmayalım. Ne kendi potansiyellerimizin ne de yargılarımızla başkalarının potansiyellerinin katilleri olmayalım. Ve her şeyin uyuşturulduğunu şu günümüz dünyasında, gerçekten bir şeyler hissediyorsak, onu asla ama asla öldürmeyelim, özgürleştirelim. Neşe ile kalın...
    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dualite: İçimdeki Orman

Cesur Yürek

Mavi ve Anka Kuşu