En Olmadı İmkansızı Seçin Çöllerde Bir Kar Tanesi Olun
başlamadan evvel müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=XcPVw6R4JgI
Sıcak çay buharı, soğuk olsa da havanın yumuşaklığı, kar taneleri ve klavyenin sesi... Cennete dört parmak yakın olmak bu demek sanırım. 'Kar her şeyi temizler.' derdi 5 yaşlarımdayken babaannem. Klişedir bu laf. Çok klişedir... Ama gerçekten de arındığımı hissediyorum. Öfkelerim, pişmanlıklarım, hatalarım, başarısızlıklarım, hayal kırıklıklarım, ayrılıklarım, yıprandıklarım... Üzerleri örtülmüş gibi. Üstelik uzun zamandan sonra ilk kez kendimle olan kavgalarımda kazanan taraf ben oluyorum zihnimde. Çoğunluktan farklı olmanın suçluluk duygusundan sıyrılıyorum.
Çünkü fark ediyorum.
Bütün gibi gözüken o kar örtüsü, aslında hiçbiri birbirine benzemeyen kar tanelerinin bileşimi.
Ve ilham doğuyor kalbime. Yeni bir şeyi daha anlıyorum.
Farklılık demek, evrenin bütünsel bilincine katkı sağlamak demek. Beslemek demek. Gerçekten var olabilmek demek. Çünkü aslında her birimizin bir diğerinden ayrılan bir özelliği var. Onu keşfedince asıl hikayemiz başlıyor. Hani hep derler ya 'Kalabalıkların peşinden gitme, kalabalıkları peşinden sürükle.' diye. Tam da bu işte. Kendimize uyanınca gerçekten akmaya başlıyor hayat.
Akışınızı uyandıran şey karışık bir matematik problemi, birine duyduğunuz aşk, uğradığınız haksızlıklar, sevdiğiniz bir kişinin ölümü ya da hayal kırıklıklarınız olabilir. Eğer sizi size götürecekse bu şeyin ne olduğunun ilk etapta bir önemi olsa da, sonrasında çok büyük bir önemi kalmıyor.
Seçin öyleyse.
Kelebek etkisi gibi evrenin her köşesine dağılsın seçimleriniz.
En olmadı imkansızı seçin, çöllerde bir kar tanesi olun. Varsın görenler gerçekliğinize ilk etapta inanmasın. Çünkü eğer gerçekseniz, akışınızın etkisi bir süre sonra evrenin her köşesine dağılacak ve dönüşmesi gereken tepkiye dönüşecektir.
Hayatı ve anlatmak istediği şeyleri anladığımız, potansiyelimize hizmet ettiğimiz güzel günlere.
Neşe ile kalın...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDsbvHI5hCDXZeP8RMTgBGGoHNiu2dkW-v12SizDtUaSEOd5no3IDDzEupqquIL_lPdt3gofFOeHREexd61Ve6cmjbh1IpmEgXb4PDdUmbD6ONU7sXKXZPYFS3wLBUruG1mcjOge6uOB4/s320/IMG_5779.JPG)
Sıcak çay buharı, soğuk olsa da havanın yumuşaklığı, kar taneleri ve klavyenin sesi... Cennete dört parmak yakın olmak bu demek sanırım. 'Kar her şeyi temizler.' derdi 5 yaşlarımdayken babaannem. Klişedir bu laf. Çok klişedir... Ama gerçekten de arındığımı hissediyorum. Öfkelerim, pişmanlıklarım, hatalarım, başarısızlıklarım, hayal kırıklıklarım, ayrılıklarım, yıprandıklarım... Üzerleri örtülmüş gibi. Üstelik uzun zamandan sonra ilk kez kendimle olan kavgalarımda kazanan taraf ben oluyorum zihnimde. Çoğunluktan farklı olmanın suçluluk duygusundan sıyrılıyorum.
Çünkü fark ediyorum.
Bütün gibi gözüken o kar örtüsü, aslında hiçbiri birbirine benzemeyen kar tanelerinin bileşimi.
Ve ilham doğuyor kalbime. Yeni bir şeyi daha anlıyorum.
Farklılık demek, evrenin bütünsel bilincine katkı sağlamak demek. Beslemek demek. Gerçekten var olabilmek demek. Çünkü aslında her birimizin bir diğerinden ayrılan bir özelliği var. Onu keşfedince asıl hikayemiz başlıyor. Hani hep derler ya 'Kalabalıkların peşinden gitme, kalabalıkları peşinden sürükle.' diye. Tam da bu işte. Kendimize uyanınca gerçekten akmaya başlıyor hayat.
Akışınızı uyandıran şey karışık bir matematik problemi, birine duyduğunuz aşk, uğradığınız haksızlıklar, sevdiğiniz bir kişinin ölümü ya da hayal kırıklıklarınız olabilir. Eğer sizi size götürecekse bu şeyin ne olduğunun ilk etapta bir önemi olsa da, sonrasında çok büyük bir önemi kalmıyor.
Seçin öyleyse.
Kelebek etkisi gibi evrenin her köşesine dağılsın seçimleriniz.
En olmadı imkansızı seçin, çöllerde bir kar tanesi olun. Varsın görenler gerçekliğinize ilk etapta inanmasın. Çünkü eğer gerçekseniz, akışınızın etkisi bir süre sonra evrenin her köşesine dağılacak ve dönüşmesi gereken tepkiye dönüşecektir.
Hayatı ve anlatmak istediği şeyleri anladığımız, potansiyelimize hizmet ettiğimiz güzel günlere.
Neşe ile kalın...
Yorumlar
Yorum Gönder