Kayıtlar

Kitap İncelemesi:Afrikalı Leo

Resim
 müzik önerisi: https://youtu.be/vBu2OXGWBFI?si=w5zSVAMkBJf2aXgy Yine bir Amin Maalouf kitabıyla karşınızdayım. Bazen aynı yazardan seri şekilde okumalar yapmak hoşuma gidiyor. Kitabın sürükleyiciliği, romanın kurgusu bana muazzam geldi. Kitap dört kısımdan oluşuyor: Granada Kitabı, Fas Kitabı, Kahire Kitabı ve Roma Kitabı şeklinde. Tarihi bir roman olduğundan da söz edebilirim. Ana karakterimiz aslında tarihi olaylarla birlikte doğuyor, büyüyor, yoğruluyor ve en son olduğu kişiye dönüşüyor. Romandaki gerçekçilik de en çok gözüme çarpan kısım oldu. Acı, tatlı, kan, gözyaşı ve tarihi olaylarda yaşanan zalimlikler en net şeklinde yansıtılmış. Ana karakterimiz 40 yaşına gelince yolculuklarını sona erdiriyor. Ve kurgu içerisinde aslında oğluna yazdığı kitabı benim bayıldığım şöyle bir notla bitiriyor: 'Bir kez daha oğlum, bütün gezilerimin tanığı olan ve şimdi de seni ilk kez yabana götüren bu denizin kıyısında yeniden doğuyorum. Sen Roma'da "Afrikalı'nın oğlu"ydun; A...

Kitap İncelemesi: Empedokles'in Dostları

Resim
 müzik önerisi: https://youtu.be/5LRwYKpV-6A?si=tTppa139IVzNO_Dh    Uzun zamandan sonra ilk kez bir kitap incelemesi kaleme alıyorum. Kitap, Amin Maalouf'dan 'Empedokles'in Dostları'. Kendisinin yeni dönem romanlarından sayılabilecek bir eser. Ben ilk Amin Maalouf'u Semerkand romanıyla tanımıştım. Fakat bu kez okuduğum eseri beni bir başka etkiledi.    Roman, bir günlük şeklinde ilerliyor. Ana karakterimiz, kendisiyle birlikte sadece bir kişinin daha yaşamakta olduğu bir adada yaşıyor. Kendisi bir çizer. Adanın diğer yarısını da onunla paylaşan Eve bir romancı. Roman nükleer bir saldırı sonucu dünya güvenliğinin tehlike altına girmesiyle başlıyor. Bütün iletişim kanalları, radyolar akla gelebilecek her araç devre dışı kalıyor. Ve bir anda 'Empedokles'in Dostları' adlı evrimleşmiş bir topluluk ortaya çıkıyor. Bu topluluğun aslında dünyada var olan ilerlemiş bir uygarlık olduğu, normal insan uygarlığını da uzaktan izlediği ortaya çıkıyor. 'Uygarlığınız...

Zamanın Gücü, Hoşgeldin Yeni Yıl...

Resim
 müzik önerisi:  https://www.youtube.com/watch?v=OUanHDfu3xM    Hayatın devinimleri içerisinde yeni bir yıl daha başlamış oldu. Ve evet 27 yaş krizi denilen şey bana da uğradı. Hayata dair birçok sorgulamayı da beraberinde getirdi. En sonunda vardığım sonuç, çözümlerin hepsinin insanın kendisinde olmasına dairdi. Ve her şeyin kendisine özgü bir zamanı var. Yaptığım seçimlerin ve en sonunda yüzleştiğim sonuçların bazıları beni mutlu, bazıları beni mutsuz etse de hayatı olduğu gibi kabul etmeyi de öğrenmiş oldum.    Ayrıca hayatın en güzel yanı yaşanan tüm devinimden sonra deneyimlerin gelmesi ve bizi kendimizin yeni bir versiyonuna dönüştürmesi. 27 yaşında en önemli olan şeyin 'hayalleri kaybetmemek' olduğunu öğrendim. Bir de hayat neşesini. Çünkü insan kendi merkezinden çıkarsa eğer, kendi merkezine ve hayallerine geri dönmesi en zoruymuş. Ve bazen hayat, insanı kendi merkezinden kocaman bir rüzgarla savurup bambaşka bir noktaya götürebiliyormuş. Merkeze de...

Hayal Gücünün Kanatları

Resim
 müzik önerisi:  https://www.youtube.com/watch?v=Td9tYLNjSRc Bu yazıyı en son çizdiğim resimden ilham alarak yazıyorum. İsmi 'hayal gücünün kanatları'. Eserlerimden küçük imgeler barındırıyor. Ve ben hayal gücümün kanatlarına tutunup yol almayı çok seviyorum. Hayatın tek düze düzeni içerisinde, bir sanatçı için hayal gücü, can yeleği gibi bir şey.  Kullandığım her imgenin de hayal gücü yolculuklarımda ortaya çıksalar da gerçekliğe göz kırpan anlamları var.  Bazılarınızın da imgeleri fark ettiğini biliyorum.  Peki ya siz en son hayal gücünüzü ne zaman kullandınız? En son ne zaman hayal gücü yolculuklarınızda gerçeğe göz kırptınız? Ya da içinizdeki çocuğa gülümsediniz?  Neşe ve sevgiyle kalın!

Mavi ve Anka Kuşu

Resim
 müzik önerisi:  https://youtu.be/WIh2mNWsz4Q?si=_sPsp_jen_8Fy7ZY Ansızın gelen ilhamı çok seviyorum. Bu yüzden de hemen bunu yazıya dökmem gerektiğini hissettim. Hayatın iniş çıkışları içerisinde yavaşlamayı seçtiğim bir dönem atlatırken, 'Mavi' bana ilham oldu. Yeni aldığım fırçalarım ise en büyük dostum. Dört tane mavi kağıt boyarken kendimi yeniden doğuyormuş gibi hissettim. Sanatla uğraşmanın en güzel yönü de bu işte. İnsan, devinimler içerisinden fırçasıyla çıkabiliyor. Bunu yaparken de kolaylıkla ilerliyor.  Burada aktarmaya çalıştığım ilham ise benim 'Mavi'ye boyadığım kağıtlarımla yaşadığım akışı sizin de birçok farklı alanda kendinize yaşatabileceğiniz gerçeği. Hayatta bizi heyecanlandıran ve mutlu eden şeyleri yaptıkça yeniden doğuyoruz çünkü. Üstelik tüm zorlukları ve akıp giden zamana rağmen. Bu bana çok mucizevi geliyor. Bu yüzden de dört kağıdıma tam dört tane 'Anka Kuşu' çizeceğim.  Bu kuşları da küllerinden doğmaktan korkmayan, hayatın içerisind...

Kitap İncelemesi: Bilinçaltı Zihninizin Gücü

Resim
 müzik önerisi:  https://www.youtube.com/watch?v=hN_q-_nGv4U Uzun zamandır kitap incelemesi yazmadığımı fark ettim. Elime geçen bu kitap gerçekten hoşuma gidince de fırsatı değerlendirmek istedim.  Kitabın yazarı C.James Jensen ve kitabın orjinal ismi 'Beyond the Power of Your Subconscious Mind'.  Kitabın genel düşüncesi, bilinç altına gönderilen tüm düşüncelerin, çevremizdeki gerçekliğe dönüşmesine dair. Güzel bir sözle başlıyor: 'Dünya üzerinde sadece insan kendi kalıplarını değiştirebilir. Sadece insan kendi kaderinin mimarıdır. Kuşağımızın en büyük devrimi, insanların zihinsel tavırlarını değiştirerek yaşamlarını da değiştirebileceklerinin keşfi olmuştur.' Kitap aynı zamanda insanın kendini koşullama şeklinin ,davranışları üzerindeki etkilerinden bahsediyor. Bu kısımda açıklanmış: ' 'İçlerindeki sonsuz zeka ve sınırsız sevginin altın madeninden habersiz olan çoğu kişi derin bir uykuda. İstediğiniz her şeyi oradan kendinize çekebilirsiniz. Aynı şekilde iki tü...

Cesur Yürek

Resim
 müzik önerisi:  https://youtu.be/gt4-lTrkYuE?si=1fskFeA1MytbjT9p Hayatın bir sürü ironisi içerisinde yine gelen ilhamla birlikte yazmak en güzel çare. Bana gelen bu ilhamı paylaşmak.  İkiyüzlülüğün normal karşılandığı bu çağda, gerçekleri söylemek 'Cesur Yürek' olmayı gerektiriyor. Ben artık bunu anladım. Peki ben neden cesur yürek olmayı seçiyorum? Ve sizler neden cesur yürek olmayı seçmelisiniz. Anlatıyorum: İnsanlar kendi söyledikleri yalanlara bile inanırlarken, şunu unutuyorlar hayat etkinin tepkisi ve günün birinde yaptıkları bu ikiyüzlü seçimler onların karşısına adım adım yığılacak. Çünkü insan en büyük yalanı aslında hep kendisine söyler. Herkesi mutlu etmeye çalışan, günün sonunda en büyük yalancı ve aslında kendisine de yabancıdır ya da yabancılaşmıştır da. Vicdansızlık da aslında bu noktada başlar. Çünkü her kalıba girmeye çalışanlar olsa olsa omurgasız canlılardır. Mesela yılanlar her köşeye ve deliğe girebilirler :) Hayatınızı omurgasız varlıklardan arındır...